Oku, atan gibi…

KÖŞE’SİZ

Oku, atan gibi…

Değerli okuyucular,

Üzülerek ifade ediyorum ki; ülke olarak kötü bir alışkanlığımız var, okumamak.

Okumuyoruz, araştırmıyoruz ve incelemiyoruz. 

Bunu tarihi konularda da, yaşanan olaylarda da, okuduğumuz haberlerde de yapmıyoruz.

Yani okumuyoruz.

Bir basın mensubu olarak söylüyorum ki, “Haber başlıktan ibaret değildir.” 

Haberin başlığı çok şey ifade eder ama her şey anlamına gelmez.

Bir haberin, köşe yazısının, tarihi bir bilginin sadece başlığını okuyarak bilgi sahibi olmaya çalışırsak, masum insanı suçlu, suçlu insanı masum, mutlu insanı mutsuz insanı da mutlu sanırız. 

En kötüsü de bir konuda bilgi sahibi olduğumuz yanılgısına düşeriz ki; bu en tehlikelisidir.

Bir başlığa bakarak, haberi okuduğunuzu düşünmemelisiniz. Yazılanın derinliklerine inerek, yazılandan alabildiğiniz ayrıntılı bilgiyi almayı denemelisiniz.

Sosyal medya hesaplarında imza, tarih, kaşe, bandrol olmadan paylaşılan bir bilgiyi veya yazıyı doğru kabul etmek, aptallığın eş anlamıdır.

Şunu unutmamak gerekiyor, kaynağı belli olmayan veya belirtilmeyen hiçbir bilgi bazen sizin hoşunuza gitse de, kesinlikle doğru olduğu söylenemez.

Bu paylaşılan bilgi yüzde 100 yanlıştır demiyorum. Sadece bu kadar kolay inanmayın diyorum.

Bir düşünün, tartın ve kendinize bugün herkesin istediği şekilde kullanabildiği sosyal medyada bu bilginin doğru olup olmadığını nasıl öğrenebilirim, diye sorun?

Cevabını bilindik arama motorlarına yazmak yerine, öncelikle bu konuda yazılı bir kaynak varsa, bu bilgiye karşılaştırmalı olarak ulaşmaya çalışın. Eğer güncel bir konuysa, birçok kaynağı araştırarak en doğru bilgiye ulaşın.

Okuyun, okuyun, okuyun…

Biz okuyan bir ecdadın torunlarıyız. 

Sen de oku, tıpkı atan gibi.

Eğer böyle bir yol izlemezsek, siyahı beyaz, doğruyu yanlış, iyiyi kötü görürüz. 

Bir düşünün, sosyal medyada size iyi gösterilenin kötü, kötü gösterilenin iyi olduğunu bir an olsun düşünün.

Bu imkansız mı, değil mi?

Eğer imkansız değilse, oturup düşünmek gerekir.

Bilinçli tüketici, bilinçli vatandaş, bilinçli izleyici olmalıyız. Verilen her bilgiyi doğru, gördüğümüz her şeyi güzel kabul etmemeli ve bilinç süzgecinden geçirmeliyiz.

Önyargı, kelime anlamıyla negatif bir anlam içerse de her zaman kötü anlama gelmez. 

İnsanlar gördüklerinden, duyduklarından, bildiklerinden veya bildiğini sandıklarından dolayı bir konuda bir düşüncede karar kılar. Bunun adı da önyargı olur.

Bu önyargı, hiç tanımadığımız bir insandan uzaklaşmamıza da, tanımadığımız bir insana yakınlaşmamıza da sebep olabilir. 

Ön bilgi iyidir ancak boş ve yanlış olmadığı sürece.

Eğer önyargılı bir yapıya sahipseniz, istihbaratınız güçlü olmalı. Başka türlü yalnız yaşar yalnız ölürsünüz.

Bir ömür boyunca yalnız yaşayıp, yalnız ölmek istemezsiniz değil mi?

6 Nisan 2016 Cantürk Köşe

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir